• Çocuktan Al Haberi

  • 905357719474
  • info@cocuktanalhaberi.com

Okullarda Şiddet ve Zorbalığın Artış Nedenleri ve Çözüm Önerileri

Okullarda Şiddet ve Zorbalığın Artış Nedenleri ve Çözüm Önerileri

Günümüzde toplumun hemen her kesiminde görülen şiddet ve şiddetin bir türü olan zorbalık vakalarının okullarda giderek artması, toplumun her kesimini endişelendiren önemli bir sorun haline gelmiştir. Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz çocuklarımızın akademik, sosyal ve duygusal yönden bir bütün olarak gelişiminde çok önemli görevler yüklediğimiz okullarda da sıklıkla duymaya başladığımız şiddet ve zorbalık vakalarının her geçen gün artması nedenleri ve çözüm arayışlarına yoğunlaşmayı da beraberinde getirmiştir.  Okullarda görülen şiddet ve zorbalık olaylarının öğrencilerin akademik başarılarını ve okula uyumunu olumsuz yönde etkilediği gibi çocukların ilerideki yaşamlarında kalıcı izler bırakmaktadır.

Şiddet, bir bireyin veya grubun diğer bireylere fiziksel, psikolojik, duygusal veya sözel zarar verme amacıyla gerçekleştirdiği kasıtlı eylemleri ifade eder. Okul ortamında şiddet, öğrenciler arasında gerçekleşebileceği gibi, öğretmenler ve öğrenciler veya diğer okul personeli arasında da görülebilir. Fiziksel saldırılar, tehditler, hakaretler, itip kakma, zorla bir şey yaptırma gibi durumlar, okulda şiddetin en yaygın formlarıdır. Şiddet, okulun tüm paydaşlarının güvenliğini tehlikeye atar ve okulun öğrenme iklimini bozar.

Şiddetin pek çok nedeni olmakla birlikte, aile, okul ve sosyal çevrenin etkisi büyük rol oynamaktadır. Aile ortamında yaşanan şiddet olayları, ailelerin çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmede bilgisizlik veya ilgisizlik, iletişim eksiklikleri şiddete yönelik davranışları davranışları okul ortamına taşıyabilir. Türkiye’de TV haber programlarının içeriğinde şiddet vakalarının çok ön plana çıkarılması ve sürekli tekrarlanması, sosyal medya ve diğer dijital platformlar, oyunlar gibi etkenlerde şiddetin normalleştirilmesi ve yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Ayrıca kültürümüzde özellikle erkek çocukların yetiştirilmesi ve toplumsal rollerin kazandırılması sürecinde şiddeti normalleştiren kültürel ögelerin varlığı da önemli bir sorundur. Bir çok faktörün etkisiyle çocuklar ve yetişkinlerde görülen psikolojik rahatsızlıklar şiddetin nedenleri arasındadır. Yine Türkiye’de maalesef akademik başarının gelişimine verilen aşırı önem, çocuklara ve ailelere yönelik sosyal ve duygusal eğitim programlarının yetersiz olması, öğretmenlerin ve okul yönetiminin şiddet vakalarını yeterince ciddiye almaması, öğretmenlerin şiddetle nasıl başa çıkacakları yönünde yetersiz eğitimleri bu tür davranışların yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır.

Süreci etkili yönetmek ve sorunu azaltmak özellikle öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin bu önemli probleme yönelik başetme becerilerinin geliştirilmesi son derece önemlidir. Eğitim fakültelerine öğretmen alımı bunun en önemli aşamalarından biridir. Maalesef öğretmen yetiştiren programlara öğrenciler sadece akademik başarıları ile alınmaktadır. Öğretmen adaylarının sağlıklı bir ruh hali olup olmadığı, öğretmenlik mesleğine yönelik kariyer uyumluluğunun olup olmadığı değerlendirilmemektedir. Şahsen akademik hayatımın 30 yılından fazlasını geçirdiğim eğitim fakültelerinde ruh sağlığı yerinde olmayan pek çok öğrenci ile karşılaştığımızı da önemle belirtmek isterim. Eğitim fakültesi programlarında da rehberlik ve psikolojik danışmanlık programları haricinde öğretmen adaylarına şiddet ve zorbalıkla nasıl başa çıkacaklarına yönelik doğrudan bir program yoktur ve yeterli bir eğitim sağlanmamaktadır. Okullarda sıklıkla görmeye başladığımız bu vakalar öğretmen adaylarını da endişelendirmekte ve olumsuz etkilemektedir. Halihazırda görev yapan öğretmenlerin de bu yönde önemli eğitim eksiklikleri ve endişeleri vardır. Okulların, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin bilgi sağlayıcı olmak rolü artık değişmiştir. Ögrencilerin olumlu karakter özelliklerinin geliştirilmesi, sosyal ve duygusal becerilerin artırılması çok daha önemli olmuştur. Bu nedenle öğretmen adaylarının ve mevcut öğretmenlerin öğrencilerin sosyal ve duygusal becerilerilerini geliştirme becerileri artırılmalı, öğretmenlere, öğrencilere ve ailelere yönelik iletişim, çatışma yönetimi gibi konularda eğitim programları düzenlenmeli, tüm toplumsal kurumların şiddetin azaltılması yönünde çabaları artırılmalıdır. Son olarak yapılan şiddete yönelik caydırıcı tedbir ve uygulamaların da yetersiz olması okullarda ve toplumda yapanın yanına kar kalıyor algısı ile şiddetin artmasına neden olmaktadır.

Prof. Dr. Yavuz ERİŞEN